Sayfalar

SSPOR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SSPOR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Nisan 2014 Çarşamba

REKABET

Fenerbahçe-Galatasaray rekabetindeki en önemli Branş hangisidir diye sorulsa herkesin vereceği cevap Futbol olur...
Ancak Futbolda yakın geçmişte Beşiktaş ve Bursaspor gibi takımların da Şampiyonuğu görülmüştür ..Ancak 2 Branş vardır ki başka hiç bir takım bu ikilini,n arasına girememiştir... Yüzme ve Kürek branşlarında bu 2 klüp çok uzun yıllardır ilk 2 sırayı kimseye vermemişlerdir...

Sapanca'da yapılan bu seneki Türkiye Şampiyonasında da Fenerbahçe hem Erkekler hem de Kadınlarda Şampiyon olmuş ve Şampiyonluklarını Fenerbahçe Stadında taraftarlarla birlikte kutlamışlardır..,

FENERBAHCE A2 FUTBOL TAKIMI TC SAMPIYONU OLDU

Fenerbahçe A Takımından sonra Fenerbahçe A2 Futbol takımı da Türkiye Şampiyonu oldu...Amatör Branşlara ve Alt Yapılara gösterilen ihtimam ve yatırmlar netice vermeye devam ediyor...
Fenerbahçe Futbol Alt Yapı Şubesinin başarılarının devamı Ülke sporuna da kaynak açısından yararlı olacaktır..

ŞAMPİYON FENERBAHÇE

Simon Kuper'in "Futbol asla sadece Futbol değildir" kitabının adıyla başlayan güzel bir yazı...Bir dostumdan geldi, kimin yazdığı belli değil ama sadece Fenerlilere değil çok daha geniş bir kesime hitap ettiği için paylaşmaya değer buldum...

" HEPİMİZ ŞAMPİYON OLDUK !!!

Futbol sadece futbol değildir.

Fenerbahçe de Fenerbahçe değildir.

Bugün sadece Fenerbahçe şampiyon olmadı.

Bugün sadece Fenerbahçe'nin ligdeki rakipleri şampiyonluğu kaybetmedi.

Mesele çok daha derinde...

Bakınız 2 Temmuz'da Cemaat'in polislerinin operasyonuyla, Cemaatçi savcıların iddialarıyla, Cemaatçi hakimlerin kararlarıyla Aziz Yıldırım hapse atıldı.

Aziz Yıldırım bertaraf edilecek, Fenerbahçe sahipsiz kalacak, bir Cumhuriyet kurumu daha yıkılacaktı.

Ama olmadı.

Aziz Yıldırım tırnaklarıyla Fenerbahçe'ye tutundu, Fenerbahçe de ona.

Bugün Cemaat kaybetti.

Ses kayıtları dışarı sızdı.

Cemaate yol veren Başbakan, kongrede Yıldırım'ın karşısına bu kez Mehmet Ali Aydınlar'ı çıkardı. Aydınlar AKP adına Fenerbahçe'ye talip oldu.

Beceremedi.

Bugün Fenerbahçe'nin şampiyonluğuyla AKP, Erdoğan ve onun rejimi kaybetti.

Polis, her maçta Fenerbahçe stadında provokasyon yaptı, şiddeti kışkırttı.

Öyle ki tarihte görülmemiş şekilde Saraçoğlu Stadı'na gaz bombasıyla girdi. Fenerbahçeli taraftarlarla saatlerce çatıştı. Fenerbahçe'nin sahasını haftalarca kapattırdı.

Bugün Fenerbahçe'nin şampiyonluğuyla polis devleti kaybetti.

Sadece o kadar mı?

Bugün AKP'nin ve eski metresi Cemaat'in düzeninin bu topraklarda dikiş tutmayacağı görüldü.

Gazla, copla, sahte delille, Cemaatçi savcı ve hakimle, Alo Mehmet Ali'li aparatlarla bir yere kadar.

Bugün bu toprakların birikiminin, inadının hepsinin üstünde olduğu görüldü.

Bugün kim mi şampiyon oldu?

Bugün "Ali İsmail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz" marşı şampiyon oldu.

Bugün tribünlerde o marşı söyleyerek ağlayan Ali İsmail'in annesi şampiyon oldu.

Bugün Hasdal'da Hadımköy'de Mamak'ta Silivri'de hangi takımdan olursa olsun Fenerbahçe formalarını üstlerine geçiren Balyoz sanıklarının direnişi şampiyon oldu.

Bugün "adalete Fener yak" diye yürüyen yüzbinler şampiyon oldu.

1 Mayıs'ta, Gezi direnişinde her takımın formasıyla "İstanbul United Pursuit
Hepimiz Şampiyon olduk..." diye yürüyenler şampiyon oldu.

İktidara, Cemaat'e eyvallah demeyen aydınlar, yazarlar, gazeteciler şampiyon oldu.

Bugün birkaç gün önce Şükrü Saraçoğlu'nun ortasına imzası atılan, Anıtkabir'de sarı lacivertlileri karşılayan Mustafa Kemal Atatürk şampiyon oldu.

Bugün kibire, sahtekarlığa, kumpasçılığa karşı mücadele, direniş ve inat şampiyon oldu.

Kısacası Fenerbahçe şampiyon olunca hepimiz şampiyon olduk..."

FENERBAHÇE

Takımımızın, dün oynadığı Çaykur Rizespor maçı sonrası Bağdat Caddesi’nde bulunan GS Store Mağazası’nda yaşanan olaylar ve gelişmeler, dün gece itibariyle tarafımızdan dikkatle takip edilmektedir.Öncelikle mezkur olaylardan dolayı Galatasaray camiasına ve ilgililere, geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.Bununla birlikte; yaşanan olayların, spor fanatizmine bağlı olarak Fenerbahçe taraftarları tarafından gerçekleştirildiği yönündeki aceleci, kamuoyunu yanlış yönlendiren yorum ve değerlendirilmelerden kaçınılması gerekliliğinin, kurumsal ciddiyetin bir sonucu olduğu kanaatindeyiz.

Bu konuda, Emniyet Müdürlüğü’nün çalışmalarını yakından takip eden Kulüp yetkililerimize iletildiği üzere; olaylar, hırsızlık vakası ile başlamış olup, 20 kişi gözaltına alınmış, gözaltına alınan kişilerden 5’inin hırsızlık ve çeşitli suçlardan sabıkası olduğu saptanarak, bu kişiler Kartal Adliyesi’ne sevk edilmişlerdir.

Emniyet Yetkililerince Kulübümüze ulaşan bilgi doğrultusunda; GS Store’u soyan şahısların Kartal’da bulunan evlerine yapılan baskında, 400 adet lisanslı GS Store ürünü ele geçirilmiştir.

Nitekim, hırsızlık amacına yönelik olarak başlatılan ve tipik bir adli vaka şeklinde gerçekleşen bu olayın; Galatasaray Kulübü tarafından tüm Fenerbahçe taraftarı ve camiasına mal edilemeyeceğini ve bu durumu, iki kulüp ilişkilerine zarar verir nitelikle bulduğumuzu, kamuoyuna saygıyla duyururuz.

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

20 Mart 2013 Çarşamba

MİRAS (FENERBAHÇE)



“Fener’e kanımın kaynamaya başlaması başka sebepten…

Son yaptığım içtimai, felsefi, harsi, kozmografi tetkikat neticesinde, anladım ki, Fener, İstanbul, Kadıköy, filan semtlerinin mümessilidir… Galatasaray Beyoğlu, Şişli semtlerinde taraftar sahibidir… Fener’in kaptanı Sirkeci’de dükkan açmış… Galatasaray’ınki Beyoğlu’nda.

Ben, iki gözüm, spordan anlamam ama, şimdi neden, Fener’in taraftarı, Galatasaray’ın balosu, müsameresi çoktur bunu anladım işte…..
Nazım Hikmet
***
Sizler En Çok Taraftarı olan Kulübü Miras aldınız…
***
GolKiper           Nuri Bey
Bek                  Mazhar Bey, Hassan Bey
Haf Bek            Kamil Bey, Haenny Bey, Izzi Bey
Forvet              Yahya Bey, Fethi Bey, Galip Bey, Memiş Bey, Sabri Bey
İhtiyat               Şefkati Bey, Nasuhi Bey, Tevfik Bey
İsimleri berveçhi bala muharrer Beyler, taraf-ı acizanemden Pazar Günü icra kılınacak Kadıköy Kontrasına intihab ettikleri maruzdur efendim…..
Fenerbahçe Kaptanı Galip 1908
***
Sizler “Arkadaşlarını maça davet eden ve onlara Beyler diye seslenecek kadar kibar, asil, yüksek kültürlü ve terbiyeli kişileri….
Fenerbahçe Kaptanı olarak atamayı
Miras aldınız…
***
1940 yılı kongresinde stadın kesilen otlarının satılmasının ihmal yüzünden unutulması sebebiyle 20 tl zarara uğramamız çok ağır bir şekilde eleştirilmiş.
Ve…Fenerbahçe Yönetimine…
“Fenerbahçe’nin parası, sizlere emanet-i mukaddestir. Yani kutsaldır.”
Denmiştir…
 O yıllarda toplam bütçenin 40.000 TL olduğu düşünüldüğünde…
Bütçemizin onbinde 5’i için kıyametler koparılmıştır…
***
Sizler Fenerbahçe’nin parasını Korumayı Miras aldınız…
***
1946 Soğuk bir Aralık günü Fenerbahçe’li Yöneticiler Efsane Kalecimiz Cihat Arman Yedek Subay askere gittiğinden dolayı, Beyoğluspor’un Kalecisi Şalabi’yi almak için Klüp Başkanı Ohanides ile görüşürken, Beyoğluspor Başkanı Ohanides “Beyler size öyle bir futbolcu tavsiye edeceğim ki anasından Fenerbahçe Stili için doğmuş bir delikanlı. Adı Lefter şimdi nerede bilmem, galiba askermiş gidin bulun ve onu alın derim ben” Lefter’in Diyarbakır’da asker olduğu B takımımızın solbeki Ruhi tarafından söylendiğinde, askerliğini tamamlar tamamlamaz kulübe getirilmesi konusunda karar alınır. Kulübe gelen Lefter B takımında maça çıkıp A takımına 4 gol attıktan sonra duş bile almadan ortadan kaybolur. Onu Büyükada’da bulan Fenerbhaçeli Yöneticiler “Allahaısmarladık demeden nasıl çekip gidersin dediklerinde”
Lefter….
“Abilerime 4 gol atınca utancımdam kaçıp gittim demiştir…
***
Sizler Büyüklere Saygıyı, Vefa’yı Miras aldınız…
***
Tam 30 Yıl önce,
Şampiyonluk Sayıları
Fenerbahçe 11
Galatasaray 6
Beşiktaş 4
Kısaca ezeli rakiplerimizin toplam Şampiyonluk Sayısından 1 fazla Şampiyonluğumuz vardı…
***
Sizler En çok Şampiyon olan Kulübü Miras Aldınız..
***
18.Mayıs.1947 
Fenerbahçe: 12 Galatasaray:0
Fenerbahçe’nin Haydarpaşa’yı 8-7 yendiği Rugby maçınsdan sonra Türkiye’de oynanan 2. ve son Rugby maçının sonucu…
6 yıl önce okuduğum bir kitapta rastladığım bu olayı, Heyecanla oğluma anlatıyorum, “Oğlum Fenerbahçe Galatasaray’ı 12-0 yenmiş Rugby maçında”.. Henüz 8 yaşında ama “biliyorum Baba” diye cevap veriyor.  “Nasıl bilebilirsin ki”diye soruyorum. “Fenerbahçe Yüzme Şubesinde biz antrenmanı bitirdikten sonra Yetişkinler Yüzmesi başlıyor. Oraya gelen Ali dede o günün gazetesini Havuza getirerek bize o günkü gazeteyi okudu” diyor…
80 yaşında bir Fenerbahçeli 8 yaşında Fenerbahçelilere tarih bilinci aşılıyor…
***
Sizler Fenerbahçe’nin Tarihini Yeni Kuşaklara aktarmayı Miras aldınız…
***
Anadolu’ya silah kaçırdığımız için, Kulübümüzü kapatmasına rağmen, Fenerbahçe’ye bir türlü diş geçiremeyen General Harrington, İstanbul’dan defolup gitmeden önce, Fenerbahçe’den intikam almak için kendi adına bir maç düzenler… Bu arada Harrington Malta, Cebelitarık ve Mısır’dan maç için futbolcular getirtir. O günkü Gazeteler haberi şöyle duyururlar..
“ Arzu Buyurulan, gün,saha  ve Arzu buyurulan kadrolarınızla Galibine General Harrington Başkumandanlık Kupası verilecek bu büyük maça Türk takımları istedikleri takviyeyi alarak hazırlanabilirler”…
3 gün sonra Fenerbahçe cevabı yapıştırmıştır…
Fenerbahçe Spor Kulübü bütün Kulüplere vaki definize muttali olmuştur. Kulübümüz arzu buyurulan Futbol maçını, yine arzu buyurulacak gün ve sahada ve yalnız kendi kadrosuyla oynamaya hazır ve cevabınıza muntazır olduğunu cenabı alilerine bildirmekte kesbi şeref eyler..
Sonuç Fenerbahçe maçı 2-1 alır…
Lozan’da görüşmelerde bulunan İsmet Paşa Lozan’dan Fenerbahçe’ye tebrik telgrafı gönderir…”Heyetimiz namına hepinizi meserrette tebrik eder ve gözlerinden öperim..”
***
Fenerbahçe maç yapmaz, Fenerbahçe cevap verir…Sizler cesareti miras aldınız…
***
Sadrazamlığa yükselen Talat Paşa İngilizlerin kurduğu Progress  International takımının başına geçer, adını da Altınordu olarak değiştirir. Renkleri kırmızı-lacivert olan takımın isim babası da Ziya Gökalp’tir. Futbola ilgi gösteren biri olarak Talat Paşa, dönemin seçkinleri tarafından takdir edilmekten memnundur. Ancak Talat Paşa’nın bu hevesini Fenerbahçemiz kursağında bırakır. Paşanın tüm gayretlerine rağmen, Altınordu 1913-1914 sezonunu ikinci olarak bitirir. Şampiyon ise 10 maçta hiç yenilmeyen, 36 gol atıp, sadece 6 gol yiyen Fenerbahçemizdir.
 Fenerbahçemizin şampiyonluğu aslında çok sakin bir adam olan Talat Paşa’yı kızdırmaktadır. Yakın arkadaşı ve sırdaşı Kara Kemal ile bu soruna bir çare düşünürler ve bulurlar da…
Kendi kendilerine şu soruyu sorarlar; “şampiyon kim? Fenerbahçe, öyleyse en iyi futbolcular da Fenerbahçe’de..
Demek ki çözüm, bu futbolcuları Fenerbahçe’den almaktan geçiyordu.. Altınordu ile anlaşan ve Fenerbahçe’den ayrılmaya karar veren başta Otomobil Nuri olmak üzere toplam 7 futbolcu kulüp binasına gelip, geleneklere uygun olarak Kaptan’dan izin isterler. Uzun boylu, adaleli, sırım gibi bir adam olan Galip Bey, aralarında Bombacı Bekir’in de bulunduğu futbolcu arkadaşlarının yüzüne buz gibi bir ifade ile bakar. Nice zaferleri birlikte paylaşmış, nice gol sevincini kutlarken terleri birbirlerine karışmıştır. Ama şimdi yol ayrımına gelmişlerdir. Havada sinek uçsa kanadının sesinin duyulacağı bir sessizlik hakimdir ortama. Hayatında kimseye boyun eğmemiş ve düşündüğünü söylemekten çekinmemiş biri olan Kulaksız Galip’in sözleri tokat gibi düşer odaya.
“Ne siz, ne de sizlerin paşaları bu kulübü yıkamayacak. Sizler ve sizler gibilerin üç kuruşluk menfaate eğilen karakterleri ile bu kulüp yaşayacaksa ölsün daha iyi. Ağabeylerimiz ve bizler, bu kulübü sizin gibi alçaklara payanda olsun diye kurmadık. Haydi şimdi gidin ve askerliklerinizi Altınordu’nun gölgesinde, saray masalarında yapın.
Bu vatan bizimdir, Altınordu sizin olsun…”
***
Sizler Vatanı miras aldınız…
***
Sait Selâhattin Cihanoğlu 1893’de İstanbul’da doğdu. 1911’de Kuşdili Kulübü’nden Fenerbahçe’ye geçti. 7 yıl sürekli olarak Fenerbahçe 1. takımında oynadı. Sakatlandıktan sonra futboldan koptu. Takımın en golcü elemanlarındandı. 114 maçta yeraldı, 94 gol attı.
Futboldan başka, Hokey, Kriket ve Su sporlarıyla uğraştı. Uzun yıllar Tenis oynadı.
Spor hayatını kapayanların son merhalesi, Kulüp Başkanlığı gibi şerefli mevkiiydi. Ancak bu mevkiiye gelecek insanlarda üstün özellikler aranırdı. Sait Selahattin bir dönem başkanlığa getirildi. Ve dönem sonunda, sevgi ve saygınlığın en güzel örneklerini vererek ayrıldı. Onun döneminde (1932/33) Fenerbahçe ilk kez bir yabancı antrenör (Jozef Şwenk) getirdi ve Sarı-Lacivertli takımlar, Genç, B ve A olmak üzere hiç yenilmeden lig şampiyonluğunu elde ettiler. Üç takımın birden yenilgisiz şampiyonluğu, Fenerbahçe tarihinde ilk kez görüldü.
Av sporuna büyük merakı vardı. 1920’lerin ortasında, Çırpıcı Çayırı’na sinek avlamaya değil, Afrika’ya vahşi ormanlarında aslan avına gitti. Avcı Sait namıyla ünlüdür. Vurduğu sayısız aslan ve geyiklerin postlarını yurda getirdi. Fenerbahçe Müzesinin zemini aslan postları, duvarları aslan ve geyik başlarıyla süslendi.
***
Sizler Aslan avlamayı miras aldınız…
***
Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafa mazhar-i takdir olmuş bulunan asari mesaisini işitmis ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim.”
Mustafa Kemal Atatürk-1918
***
Sizler Ata’nın takdirini miras aldınız…
***
Yeryüzünde yaşayan bütün Fenerbahçeliler lütfen almış olduğunuz MİRASA sahip çıkınız…

Çubuklu Kalın
Mehmet Dogan

11 Haziran 2012 Pazartesi


 Şu Fenerbahçe Klübünü de anlamak iyice zorlaşmaya

 başladı, yahu kardeşim 1 seneye yakındır Futbol 

yüzünden çektiklerinizden taraflı tarafsız herkese

 sıkıntılar geldi sizler hala , Amatör şube 

sevdalarınızdan, Alt yapıya eğilmekten yani özetle 

SPOR KLÜBÜ olma prensiplerinizden bir adım bile geri

 atmadınız

...
NE İNATÇI ADAMLARSINIZ SİZLER YAHU !!!!!!!!!!!!!!!!

Bugün spor'a ağırlık verelim.Pardon Fenerbahçe'me:))

Amatör Branşlar ve de Alt yapı başarılarıyla ilgili haberleri vermeye devam edeceğim...Yıllardır uğraşa uğraşa ve Basketbol ile Voleybolün de Spor olduğunu yaza yaza belki de bir yerlere geldik ...Umarım zaman içinde ülkede başka sporlar da olduğunu da hazmedeceğiz...İNATLA DEVAM !!!!




Devamı:SSPORDA:)))

25 Nisan 2012 Çarşamba

VE YİNE YAPTI YAPACAĞINI FENERBAHÇEM



Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı 2011-2012 Ligini Şampiyonlukla tamamladı ..Final serisinin son maçında Arkası 3-0 gibi net bir skorla yenen Fenerbahçeliler bı sezon önce Süper Kupa, ardından Türkiye Kupası ve en nihayetinde Lig Şampiyonluğunu da kazanarak tüm kupalara ambargo koymuş oldu..

Fenerbahçe Erkek Voleybol takımı bu senekiyle birlikte arka arkaya 3 senedir Lig Şampiyonluğunu kimselere bırakmadı...Çanakkalede tıklım tıklım tribünlere oynanan maçta Fenerbahçeli sporcular bireysel ödüllere de el koydu...En iyi pasör Arslan Ekşi, en iyi smaçör Ivan Miljkovic, en iyi libero Serkan Kılıç, en iyi blokçu Emre Batur ve en değerli oyuncu (MVP) Ivan Miljkovic seçildi...

21 Nisan 2012 Cumartesi

İNSAN HEM İYİ FENERLİ HEM DE İYİ GALATASARAYLI OLABİLİR Mİ?


Halk arasında çok bahsi geçen bir laf vardır İyi Fenerli veya İyi Galatasaraylı şeklinde. Hep merak etmişimdir, İYİ olmanın kıstası nedir diye? Acaba aynı zamanda hem İyi Fenerli hem de İyi Galatasaraylı olunabilir mi? Aşağıdaki yazıyı okuduğunuzda bir karara varacağınızı sanıyorum.
Yıl 1950, Eylül ayının bir Cumartesi günü. Orta yaşlı hanım oğlunu elinden tutmuş bezik oynamak için arkadaşının evine gidiyor. Küçük oğlanın üstünde Mayer mağazasından yeni alınmış Galatasaray Lisesi daha doğrusu İlkokulunun forması. Göğsü armalı lacivert ceket, gri kısa pantolon, uzun konçlu çoraplar ve üstü sarı kırmızı şeritli bir kep. Kep ve ayakkabı hariç diğerleri mağazadaki en ufak bedenden seçilmiş olmalarına rağmen küçük oğlana hala büyük geliyor. Ceketin kolları neredeyse ellerini örtecek. Beli darlaştırılmış olmasına rağmen kısa pantolon oğlanın sıska bacaklarını etrafında nerdeyse bir çuval gibi duruyor. Ama cin bakışlı, sevimli çocuk bunları giymekten dolayı çok da mutlu görünüyor..
Teşvikiye de bir apartmana geliyor ana-oğul. Kapı bir hanım tarafından açılıyor. Çocuk merakla etrafa bakınıyor, yüksek duvarlarla çevrili uzun bir koridor, koridorun sonundan beyaz saçlı bir adam kendilerine doğru geliyor. Yaklaşıp, çocuğu ve üstündeki formayı görünce gözlerinin içi parlıyor.
"Merhaba küçük Galatasaraylı" diye selamlıyor.
Küçük oğlan önce mahcup bir şekilde önüne bakıyor sonra kafasını kaldırıp cevaplıyor.
"Ben Fenerliyim. "
Beyaz saçlı adamın her ne kadar belli etmese de canı sıkılıyor.
Büyükler Bezik oynarken küçük oğlan camdan aşağısını seyrediyor. Tam karşıda, uzun yıllar sonra, önce babasını sonra annesini yolcu edeceği Teşvikiye Camii ve geniş avlusu, yoldan geçen tek tük araba ve Maçka -Taksim, Maçka-Eminönü tramvayları. Çocukluğun masumiyetiyle saatlerce oyalanıyor onlarla. Büyüklerin oyunu bitip gitme vakti gelince beyaz saçlı adam küçük oğlanın başını okşuyor ve
"Güle güle küçük Galatasaraylı" diyor.
Oğlan bu sefere gözlerini yere indirmeden ve direk olarak beyaz saçlı adamın gözlerinin içine bakıyor ve
"Ben Fenerliyim" diye ısrar ediyor.
Beyaz saçlı adam bu sefer tevekkülle cevaplıyor.
"Peki, anladım, ne yapalım öyle olsun. "
Aşağı indiklerinde çocuk annesine soruyor
"Anne ben Fenerliyim, değil mi?"
Annesi oğlanın içini rahatlatıyor.
"Tabii ki Fenerlisin oğlum."

Küçük oğlan yıllar içinde bu iki sevgi ile birlikte büyüyor. Bir tanesi taraftarı olduğu Spor Kulübü Fenerbahçe'ye olan sevgisi ki sosyologlarca bu coşku ve tutku şeklinde de ifade edilebiliyor. Diğeri mensubu olduğu Galatasaray Lisesine ve yedi yaşından itibaren kader birliği yaptığı kardeş kadar yakın arkadaşlarına karşı olan sevgisi. Büyüdükçe bu iki sevgiyi güzel bir şekilde harmanlamayı beceriyor küçük oğlan. Spor kurumu ile Eğitim kurumunu birbirine karıştırmamaya gayret ediyor tüm hayatı boyunca.
Okuldan mezun olduğu zaman otomatik olarak elde ettiği Galatasaray Spor Kulübü üyeliği hakkını kullanmıyor, bir Fenerbahçe taraftarının Galatasaray Spor Kulübüne üye olmasını etik bulmuyor. Aynı şekilde yıllar sonra kendisine Fenerbahçe Kulübü üyeliği de teklif edildiğinde, buna da sıcak bakmayıp onu da kabul etmiyor.

Şimdi yazının başındaki soruya gelelim. Aynı zamanda hem İyi Fenerli hem de İyi Galatasaraylı olunabilir mi sorusuna. Yukarıdaki yazılanlar ışığında buna siz karar verin Ama bence bu küçük çocuk bu işi halletmiş gibi görünüyor.

Şimdi soracaksınız, bu beyaz saçlı adamla küçük oğlanın hikâyesini nereden duydun diye. Bana bu hikâyeyi annem anlatmıştı, o sıska bacaklı, cin bakışlı, sevimli küçük oğlan bendim. Peki, o beyaz saçlı adam kimdi? Herkesin tanıdığı ve özellikle okulluların kalbinde özel bir yeri olan bir isim. Okul sıralarında iken birkaç arkadaşıyla beraber Galatasaray Spor Kulübünü yaratan kişi, ALİ SAMİ YEN beyefendi.

20 Nisan 2012 Cuma

Fenerbahçe Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi final serisinin 4. maçında Galatasaray Medical Park’ı deplasmanda 15 sayı geriden gelerek, 86-96 yendi ve serideki 4 maçtan 3 ünü kazanarak üst üste 7. toplamda ise 10. şampiyonluğuna ulaştı.


 
Meraklıları için mükemmel bir maçtı...Dünyanın en büyük yıldızlarının 2 takımda da ye
r aldığı maç kıran kırana geçti, Bayanlar Basketbolde Dünyanın en büyük yıldızı sayılan Diana Taurasi'nin 32 sayısı Galatasaray'a yetmedi...Daha dengeli ve iyi Türk oyuncuları olan Fenerbahçe takımı son periyotta farkı kapatarak 10 sayı farkla maçı kazandı ve 7 yıldır bırakmadığı Şampiyonluğu tekrar kazandı...Aslında Galatasaray da Amerika Milli takımının 4 oyuncusu , buna mukabil Fenerbahçe'de 2 Amerikalı Milli Takımından oyuncu 2 de Avrupalı Milli vardı..Bu büyük yıldızları bize seyrettiren her 2 Klübe de teşekkür etmek lazım...Fenerbahçe Spor Klübünün son 10 senedir Futbol dışı branşlarda yaptığı yatırımlara son bir kaç yıl içinde Galatasaray'ın da katılımıyla, ezeli rekabet salonlara taşındı...Ülkenin en büyük 2 Spor Klübünün bu çabaları salonlardaki Müessese takımlarının hegemonyasına da son verdi...

Fenerbahçe ve Galatasaray takımları karşılıklı olarak sırasıyla Bayan Voleybolde Çeyrek final, Erkek Voleybol Türkiye kupasında Final, Bayan Basketbolde Avrupa da çeyrek Final, Türkiye de Süper Kupa fnali, Türkiye Kupası Finali ve Şampiyonluk finali oynadılar..Bugün de Erkek Voleybolde Yarı final oynayacaklar... Uzun yıllardır hasreti çekilen tablolar tek tek gerçekleşmeye başladı..Bakarsınız Erkek Basketbolde de yarı final veya finalde karşılaşmışlar...
Tabii bütün bunları 2. planda bırakacak olan Futbol var, orada da sadece bu 2 Spor Klübümüz çekişiyor...Fenerliler kızmasın ama bu Pazar günü Lig bitebilir...
Türk Sporunun lokomotifi bu 2 güzide klübümüzü kutluyorum...Bu başarılarda payı olan içeride ve dışarıda olanlara da sonsuz teşekkürler...
Tabii bütün bunları 2. planda bırakacak olan Futbol var, orada da sadece bu 2 Spor Klübümüz çekişiyor...Fenerli dostlarım kızmasın ama bu Pazar günü Lig bitebilir...Türk Sporunun lokomotifi bu 2 güzide klübümüzü kutluyorum...Bu başarılarda payı olan içeride ve dışarıda olanlara da sonsuz teşekkürler...Sadece salonlardan ve sahalardan bahsedersek haksızlık olabilir diye düşündüğümden 2 ekleme daha yapayım.. Fenerbahçe ve Galatasaray Yüzme ve Kürek sporlarında da senelerdir Şampiyonluklar için çekişiyorlar ve bu senede her 2 branşta da 1. lik ve 2.likleri paylaşacaklar...İşte ezeli rekabet dediğin de böyle olur...
Zamanında bir arkadaşım bir araştırma yapmıştı Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar çok Branşta böyle bir rekabet yaşanmıyormuş...Maddi zorluklar nedeniyle bir ara zayıflamıştı bu rekabet, ama artık eski günlere döndük..

9 Nisan 2012 Pazartesi

SEYHANCA SPOR/ HE HEYTTTTTTTTTTTTTT BE


Futbol dışı branşlarda yoksun kaldığımız Ezeli rekabet artık Futbol dışında da gerçekleşmeye başladı...Fenerbahçe bu Branşlara uzun yıllardır ciddi yatırımlar yaparak hepsinde başarılı olma işini epeydir başarıyordu, ama burada eksik olan,ülkenin en büyük 2 SPOR Klübünün buralardaki finallerde pek karşı karşıya gelememeleriydi...Basketbolda, Yüzmede ve Kürekteki çekişme artık Voleybole de sıçramış durumda..Galatasaray'ın da bir kaç senedir Amatör Branşlara verdiği önem bize bu güzel ve Dünyanın önde gelen Derbilerinden olan Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin zevkini çıkarma şansını vermeye başladı...
Yakın geçmişe bakarsak Bayanlar Basketbolde son 10 yıl, Yüzme ve Kürekte son 6-7 yıl devamlı Fenerbahçe-Galatasaray finalleriyle karşılaştık.. Buralarda genelliklle Fenerbahçenin başarılı olduğunu görüyoruz ama son yıllarda Galatasaray da iyi yatırımlar yaparak başarılarda pay sahibi olmaya ve önümüzdeki yıllar için işin daha da dengeleneceğinin sinyallerini vermeye başladı....Bunlara ilaveten geçen sene 2 takımımız Erkekler Basketbol finalinde de karşı karşıya geldiler...Bu sene de Voleybol Erkeklerde Türkiye Kupası finalinde..Bayanlarda ise Voleybol Çeyrek finalde karşılaştılar .. Şimdi de Bayanlar Basketbolde Finalde yine bu 2 takım olacak...Erkekler Basketbolda ise durum bayağı çetin bu sene başa oynayan 5-6 takım var..Bakalım final hangilerine nasip olacak...
Fenerbahçe Bayan Voleybol takımının Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmasının ardından Galatasaraylı bayanlar da Avrupa'nın 2.kupasında final oynadılar..Bayanlar Basketboldeki Şampiyonlar liginde ise Fenerbahçe Avruopa 4.sü Galatasaray ise Avrupa 5.si oldu...Benim tahminim 2 takımımızdan birinin burada Final oynamasıydı ama bir takım talihsizlikler buna mani oldu..Ama herşeye rağmen Avrupanın bu en büyük kupasında takımlarımızın aldıkları neticeler ciddi başarıdır...
Bu iki klübümüz Türkiye Futbol ligini de 1. ve 2. olarak bitirdiler, şimid süper final Şampiyonu belirleyecek.....Bir tahmin yapmak icabederse Galatasaray şampiyonluğa daha yakın gözüküyor..Bu kadar sıkıntı ve baskının altında Fenerbahçe'nin buralarda olmasını ben hiç beklemiyordum, oynadığı Futbol fazla keyif vermese de bu şartlar altında başarılı addedilmesi lazımdır...Şu ana kadar olan maçlara bakarsak Galatasaray daha derli toplu ve daha takım oyunu oynayan bir takım , bence Şampiyonlukta % 70 den fazla şansı var...

Türk Sporunun lokomotifi bu 2 Spor Klübümüzü özellikle Futbol dışındaki başarılarından dolayı kutlamak gerekir...Herşeyin Futbol üzerine kurulduğu bir düzende, iyi sponsorlar bularak ve kendi kaynaklarını da verimli bir şekilde bu branşlara aktararak planlı ve programlı bir şekilde buralara gelinmesi öyle kolay bir iş değilidir... Kaynakları aktarmak diyorum zira bu branşların en ufak bir geliri yoktur, hep Futbol gelirleriden yenir ve Klüplerimizin Erkek-Bayan Büyükler, Gençler ve Minikler kategorilerinde binlerce lisansiye sporcusu bulunmaktadır, ve bu müthiş masraflı bir iştir ve uygulanması da o derece zor ve yürek isteyen bir iştir, zira herkesin başarı beklediği Futboldan kaynak alıp buralar dağıtmak kolay alınacak bir karar değildir..
Teşekkürler Fenerbahçe ..Teşekkürler Galatasaray...
Yakın geçmişe bakarsak Bayanlar Basketbolde son 10 yıl, Yüzme ve Kürekte son 6-7 yıl devamlı Fenerbahçe-Galatasaray finalleriyle karşılaştık.. Buralarda genelliklle Fenerbahçenin başarılı olduğunu görüyoruz ama son yıllarda Galatasaray da iyi yatırımlar yaparak başarılarda pay sahibi olmaya ve önümüzdeki yıllar için işin daha da dengeleneceğinin sinyallerini vermeye başladı....Bunlara ilaveten geçen sene 2 takımımız Erkekler Basketbol finalinde de karşı karşıya geldiler...Bu sene de Voleybol Erkeklerde Türkiye Kupası finalinde..Bayanlarda ise Voleybol Çeyrek finalde karşılaştılar .. Şimdi de Bayanlar Basketbolde Finalde yine bu 2 takım olacak...Erkekler Basketbolda ise durum bayağı çetin bu sene başa oynayan 5-6 takım var..Bakalım final hangilerine nasip olacak...Fenerbahçe Bayan Voleybol takımının Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmasının ardından Galatasaraylı bayanlar da Avrupa'nın 2.kupasında final oynadılar..Bayanlar Basketboldeki Şampiyonlar liginde ise Fenerbahçe Avruopa 4.sü Galatasaray ise Avrupa 5.si oldu...Benim tahminim 2 takımımızdan birinin burada Final oynamasıydı ama bir takım talihsizlikler buna mani oldu..Ama herşeye rağmen Avrupanın bu en büyük kupasında takımlarımızın aldıkları neticeler ciddi başarıdır...Bu iki klübümüz Türkiye Futbol ligini de 1. ve 2. olarak bitirdiler, şimid süper final Şampiyonu belirleyecek.....Bir tahmin yapmak icabederse Galatasaray şampiyonluğa daha yakın gözüküyor..Bu kadar sıkıntı ve baskının altında Fenerbahçe'nin buralarda olmasını ben hiç beklemiyordum, oynadığı Futbol fazla keyif vermese de bu şartlar altında başarılı addedilmesi lazımdır...Şu ana kadar olan maçlara bakarsak Galatasaray daha derli toplu ve daha takım oyunu oynayan bir takım , bence Şampiyonlukta % 70 den fazla şansı var...
Türk Sporunun lokomotifi bu 2 Spor Klübümüzü özellikle Futbol dışındaki başarılarından dolayı kutlamak gerekir...Herşeyin Futbol üzerine kurulduğu bir düzende, iyi sponsorlar bularak ve kendi kaynaklarını da verimli bir şekilde bu branşlara aktararak planlı ve programlı bir şekilde buralara gelinmesi öyle kolay bir iş değilidir... Kaynakları aktarmak diyorum zira bu branşların en ufak bir geliri yoktur, hep Futbol gelirleriden yenir ve Klüplerimizin Erkek-Bayan Büyükler, Gençler ve Minikler kategorilerinde binlerce lisansiye sporcusu bulunmaktadır, ve bu müthiş masraflı bir iştir ve uygulanması da o derece zor ve yürek isteyen bir iştir, zira herkesin başarı beklediği Futboldan kaynak alıp buralar dağıtmak kolay alınacak bir karar değildir..Teşekkürler Fenerbahçe ..Teşekkürler Galatasaray...


5 Nisan 2012 Perşembe

SEYHANCA/SPOR


Bir Beşiktaş'lının Kaleminden

Şike davasına kadar Fenerbahçe en sevmediğim kulüptü, tuttuğum takım Beşiktaş’ın galibiyetlerinden çok Fenerbahçe’nin mağlubiyetlerine sevinirdim. Aziz Yıldırım’ı da sırf Fenerbahçe'nin başkanı olduğu için sev
mezdim. Ancak şikeyi soruşturuyoruz kisvesi altında futbolun ele geçirilme operasyonunda hem Fener taraftarlarının, hem yöneticilerinin, hem de Aziz Yıldırım’ın faşist baskılara karşı gösterdiği direnç karşısında Fenerbahçe en çok sempati duyduğum kulüp haline dönüştü. Çünkü onlar futbol sektörünü ele geçirmek için kurulan tertibi gördüler, “bekleyelim de görelim” demediler.

Aziz Yıldırım davanın ilk duruşmasında çok şey söylemiş ama söylediği bir cümle var ki tüm söylediklerinin özeti gibi : “Ne şikesi kardeşim, Memleket elden gidiyor.”

Bazı insanlar hala şunu söylüyorlar: Yargıyı rahat bırakın, bekleyelim davanın sonucunu görelim.

Ne beklemesi kardeşim? Silivri’de bir yıldır, üç yıldır, beş yıldır bekleyenler var. Daha ne kadar bekleyecekler belli değil? Hapiste bir gün yatmak bile kolay şey değil. Bunlar ya çıkarları için yalan söylüyorlar, ya da korkmuşlar.

Bazıları korkuyor ama korkmayanlar da var. Fener taraftarları mesela... Şu slogan aslında her şeyi anlatıyor: “Cemaat Fenerle başa çıkamaz.”

A. Metin Akpınar ...(Komedyen Metin Akpınar la bir ilgisi yoktur)

31 Mart 2012 Cumartesi

Ben Fenerbahçeliyim!

BAYANLAR BASKETBOL



Avrupa Şampiyonlar Ligi finallerinde Galatasaray Bayan Basketbol takımını 75-67 yenen Fenerbahçe Bayan Basketbol takımı Grup birinciliği için oynamaya hak kazandı, Galatasaray bu sonuçla Madalya şansını kaybetti...Benim gönlümde bu 2 takımın final oynaması vardı fakat aynı gruba düştükleri için bu gerçekleşemedi...Yine de söylüyorum bı 2 takım Avrupa'nın en iyi 4 takımından ilk 2 sidir..Testilerden biri kırılacaktı , daha dayanıklı, daha takım ruhuna sahip , 6 senedir Şampiyonlar Liginin devamlı iştirakcisi olanı ayakta kaldı ve yoluna devam ediyor...Hem de en önemli 3 yıldızından birini Statü gereği, diğerini sakatlığı yüzünden, bir diğerini de erken fauller sebebiyle oynatamamasına rağmen...Bu engele rağmen 3 tane müthiş Amerikalısı olan Galatasarayı yenmek hakikaten büyük başarıydı...Ancak takımın yıldızı Penny Taylor'un sakatlığı bundan sonra Fenerbahçe'nin belini bükeceğe benzer...Bu galibiyetten sonra gönül bir final istiyor ama şartlar zorlaştı...Avrupa Şampiyonlar liginde oynadığı 16 maçın 16 sınıda kazanan Avrupa'nın tek yenilgisiz takımı Fenerbahçe Penny siz bu işin altından kalkabilecek mi acaba?? Umarım bütün senenin emekleri boşa gitmez... Potanın kraliçelerine tebrikler...






FENERBAHÇE KÜLTÜRÜ BAŞKADIR


Bu ne dayanışmadır , bu ne sevgi ve tutkudur böyle..Futbol maçında cezalısın maçına 50 bine yakın Kadın-Çocuk taraftar geliyor...Yurt dışında Bayanlar Voleybol Avrupa Şampiyonlar ligi finali oynuyorsun, tribünler sarı lacivert formalılarla tıklım tıklım, dün gece Galatasaray la Avrupa ligi için oynuyorsun Fenerbahçeli taraftarlar için ayrılan kısımda iğne atsan yere düşmüyor...Bir coşku, bir keyifdir gidiyor..Sanki Bayram ....3 Temmuzda başlayan sevimsiz süreç Fenerbahçelileri bir araya getirdi sonunda...
50 yıldan fazladır bu Klüpteki iç çekişmelere, ayak kaydırmalara, zaman zaman seviyesiz kavgalara şahit oldum....Hayatımda ilk defa Muhalefetsiz bir Fenerbahçe görüyorum...Herkes tek bir vücut olmuş, herkes aynı heyecanı yaşıyor...Böyle bir Fenerbahçe'yi rüyamda görsem inanmazdım...Hayırlar olsun....


26 Mart 2012 Pazartesi

KUPANIN ARDINDAN BİRKAÇ KELAMIM VAR

Şampiyonlar Ligi Şampiyonu... Planlı, programlı ve zamana yayılarak adım adım kazanılan bir başarı...Bu işin tohumları 2004 yılında Aziz Yıldırım tarafından atıldı..O sene 2. ligden çıkan Fenerbahçe Bayan Voleybol takımı kadrosunu kuvvetlendiren Başkan zamanla gerek klübün imkanlarını kullanarak ve gerekse son yıllarda da önce Acıbadem Grubu ve bu sene de Universal Hastaneleri grubunu Sponsor yaparak ve de bitmeyen bir inatla önce Türkiye de daha sonra da Avrupa da her yıl artan bir başarı grafiğiyle önce Dünya Şampiyonluğu kupasını ve en sonunda da Avrupanın en büyük kupasını aldırttı takımına...Bu kupada herkesin emeği çok ama ben olsam Kupayı Metris'e götürürdüm... Geçtiğimiz yıl bir lafı vardı Aziz Yıldırım'ın "Amatör şubelere harcadığım parayı Futbola kaydırsam her sene Şampiyon olurduk ama ben Fenerbahçe'nin tüm branşlardaki başarılarıyla birlikte bir Spor Klübü yapmaya çalıştım "... Türkiye'deki başarılarının yanı sıra, Voleybolde Dünya ve Avrupa Şampiyonlukları, Boksta Dünya ve Avrupa Şampiyonlukları ve Olimpiyat dereceleri, Atletizmde Avrupa Şampiyonlukları, Masa Tenisinde Avrupa Şampiyonluğu adaylığı, Bayanlar Basketbolde adım adım Avrupa zirvesi... Teşekkürler Aziz Bey, teşekkürler Sarı Melekler...

24 Mart 2012 Cumartesi

Fenerbahçe 1-0 Bursaspor


Fenerbahçemiz, Spor Toto Süper Lig’in 32. Hafta açılış maçında Bursaspor ile Şükrü Saracoğlu Stadı’nda karşılaştı. Rakibini 41. dakikada Alex’in attığı golle 1-0 mağlup eden Takımımız, zirveye 3 puan daha yaklaştı. 

SEYHANCA :FENERBAHÇE'YE YAPILAN SAYGISIZLIK



Bugunlerde basında sıkca yer alan karıkatürden birçoğunuzun haberi vardır diye düşünüyorum.
Ziraat Türkiye Kupasında BJK,GS,TS elenince Fenerbahçe'nin artık bu şekilde kupayı alabileceğine dair bir karıkatür bu.Nedir bu insanların hazımsızlığı bilmem.İyi oynayan kazansın elbetteki.Mühim olan kupayı almak değil.Centilmence oynamaktır.
Lakin Türk futbol seyircilerinin bunu anlaması için önce klup başkanlarının hazım etmesi ve olgunlaşması gerekmekte diye düşünüyorum.Kendini bilmez serseriler her tarafta olabiliyor..Yeter ki bunları genelleyerek büyük camiaları karalamayalım... Ünal Aysal beyfendi herhalde hayatının çok büyük bir bölümünü yurt dışında geçirdiği için Türkiye'de yıllardır neler olup bittiğini görememiş...Herhalde onun için bu kadar rahat konuşuyor(!) ama  hoş olmuyor ... .Ünal  bey öyle "Galatasaray taraftarının ulaştığı kültür sevivesi" nden filan bahsederek kendini komik duruma düşürmesin...Fazla uzağa filan gitmesin  kendinin de hazır ve nazır bulunduğu geçen seneki Fenerbahçe Erkek Basketbol takımının Galatasaray'ı kendi sahasında yenerek aldığı Şampiyonluğun Kupa töreninin yaptırılmaması ve bu seneki Bayanlar Basket maçında Ali Koç'a ana avrat ve koro halinde küfür edilirken mumya gibi oturması , buna mukabil Abdürrahim Albayrak'ın  bu çirkinlikleri engellemek için kendini paralaması...Hangi kültür seviyesi???  Nasıl böyle bir yorum yapıyor anlamak hakikaten çok çok zor...
Misaller çok uzatılabiliriz ama Ünal bey  herhalde Belçika'dan Türkiyeyi iyi takip edememiş yıllardır...Bir ara herkesin kirli Galatasaray'ın akkaşık, tertemiz olduğundan filan bahsetmişti, iyi ki eskileri bilen Galatasaraylılar devreye girdiler de bu masum edebiyatına son verdi...Hep söylüyorum, biz bu köyde kırk kişiyiz kırkımız da birbirimizi çoooookkkk iyi tanırız diye...Bu temiz, masum edebiyatıyla yeni jenerasyonu inandırabilirsin ama yaşı 50 yi geçenleri sadece güldürürsün... Bir ara Ali Şen "ben konuşursam Galatasaray rezil olur " gibilerinden bir laf etti, gazeteciler hemen Ünal Aysal'a koştular , "Başkan ne diyorsunuz bu ithama" diye , verdiği cevap enteresandı " Susma hakkımı kullanıyorum" !!! Bence akıllıca bir cevaptı... 
Susma hakkını filan kullanma ama böyle abuk sabuk konuşacaksan hiç konuşma , hep SUS 'un beyfendi....
Bakınız Galatasaray ne güzel gidiyor, Futbolda neredeyse Şampiyon, Erkek Basketbolde iddialı, Voleybol Bayanlarda Avrupanın 2. kupasında final oynayacak, Bayanlar Basketbolde Avrupa'nın 1. kupası Şampiyonlar Liginin Fenerbahçe ile beraber en önemli favorilerinden..Galatasaray Camiasının uzun zamandır özlemini çektiği bu tablonun keyfini çıkarınız ..Sizin ne işinize her 2 satırda bir Fenerbahçe'ye sataşmak... Artık kendi başarılarınızla övünme devrini açınız , bırakın artık rakipler üzerinden edebiyat yapmayı, o edebiyat eskide kaldı, artık Galatasaray Spor Klübü eski başarılı günlerine döndü, ihtiyacı filan yok rakipleriyle filan uğraşmaya.....O taktik başarısızken uygulanırdı, başarısızlıkları örtmek için..Gün artık sevinme ve başarıların tadını çıkartma günü...Bırakın artık bu edebiyatı...Yakışmıyor size .... 

 


 

Tencere dibin kara, seninki benden kara manasında değil de, bir spor kulübü başkanının görevi, diğer spor kulüplerini ötekileştirmek, nefret duygularını arttırmak, fanatik taraftarların hoşuna gidecek ancak diğer herkesi öfkelendirecek hakaretamiz cümleler kurmak, futbol ortamında düşmanlık ve nefret tohumlarını derinleştirmek değildir. 

Bir spor kulübü başkanının görevi, hele ki "eskisi gibi taraftarlar birlikte maç izlesin istiyorum" diyen bir başkanın görevi diğer takım taraftarlarını aşağılamak, onları provoke etmek, kendisinin de bir parçası olduğu günahları tümüyle öteki tarafa yıkmak değildir.


Ünal beye hatırlatalım, sizin bu yaptıklarınızı yapanlar oldu. Adnan Polat'lar, Haldun Üstünel'ler, daha da fazlasını yaptılar. Yaranmak istediğiniz o fanatikler de onları ibra bile etmedi, arkalarına teneke bağlayıp gönderdiler. Bugün Adnan Polat davalık, Haldun'un da adını anan yok.

Fanatiklere yaranmaya çalışanların sonu hep hüsran oldu ama Metin Oktay'lar ve onun gibi efendi insanlar, nazik insanlar, beyefendiler hep anıldı. 

Sizin gidişat unutulanların arasına karışmak yönünde. Bugün duyduğunuz alkışlar, yarın duyacağınız ıslıkların müjdecisi.

El hak, Galatasaray taraftarını bilmem de, Fenerbahçe taraftarı Ünal Aysal'ın seviyesine ulaşamaz. O kadar düşmek için bayağı ahlak kaybına uğramak gerekiyor.