Sayfalar

31 Mart 2012 Cumartesi

SEYHANCA SEÇMELERDEN/KÖŞE YAZISI


Fransa Büyükelçisi'ne mektup
>
> SAYIN Büyükelçi, önce tanışalım: Ben, Özdemir İnce, Fransızca ile 1948
> yılında ortaokulda tanıştım.
>
> (Babam, Mersin'i işgal eden Fransızlara karşı savaşmıştı ama Fransızca
> öğrenmemi istiyordu.) Türkiye'de Fransız dili ve edebiyatı okudum,
> Paris Üniversitesi Sorbonne'a bağlı "Institut des professeurs de
> français à l'Etranger"de Fransız hükümetinin burslusu olarak 1965 ve
> 1966 yıllarında öğrenim gördüm. Bunun dışında, 1983 ve 1986 yıllarında
> da Fransa'nın yazınsal çalışma burslarından yararlandım. Başta
> Rimbaud, Lautréamont, Aloysius Bertrand, René Char gibi şairler olmak
> üzere birçok Fransız yazarını Türkçeye çevirdim, kitapları yayınlandı.
> Bundan dolayı olacak, 1990 yılında, devletiniz tarafından "Officier de
> l'Ordre des Arts et les lettres" rütbesiyle onurlandırıldım. 1983
> yılında Mallarmé Akademisi'ne ömür boyu "yabancı üye" seçildim.
> Fransa'da dört kitabım yayınlandı. Beşincisi bu yıl yayınlanacak.
>
> 'SOYKIRIM DEĞİL' DİYECEĞİM
>
> Sözü, 577 milletvekili üyeli Fransa Ulusal Meclisi'nde 45 oyla
> onaylanan, Ermeni soykırımını kabul etmeyenleri cezalandıran yasaya
> getirmek istiyorum. Öneri Senato'da henüz onaylanmadı ama o sürecin
> tamamlanmasını beklemeyeceğim.
> Bu sütunda bu konuda epeyce yazı yayınladım ama özellikle ikisi
> doğrudan doğruya Fransa ile ilgili: "Fransa Büyükelçisi Mutlu mu?"
> (28.01.2001), "Fransa Büyükelçisi Monsieur Paul Poutade'a Mektup"
> (21.12.2004). Bir de "Fransız Elçisi'nin Hac Seferi" (15.07.2005)
> tarihli bir yazım var.
> Her yıl en azından bir kez Fransa'ya giderim. Birkaç ay sonra gene
> gideceğim. Bu gidişimde sorarlarsa, bizim "Ermeni Gailesi" olarak
> tanımladığımız olayların bir soykırım olmadığını söyleyeceğim,
> gerekirse böyle yazacağım. Böylece bir yıl hapis ve 45 Euro para
> cezasını göze alacağım. Param yok! Ceza parasını ödemeyeceğim için
> fazladan hapis yatar mıyım?
>
> AMAÇ, TÜRKLERİ ASYA'YA KOVMAK
>
> Sayın Büyükelçi, Fransız tarihçi Gaston Gaillard'ın 1920 yılında
> Chapelot Yayınevi tarafından yayınlanan "Türkler ve Avrupa" (Les Turcs
> et l'Europe) adlı kitabını duydunuz mu? Bu kitap 1920'den sonra neden
> bir daha yayınlanmadı acaba? 1915 olaylarını, bilgi kirlenmesi olmadan
> sıcağı sıcağına ve tarafsız olarak yazdığı için mi yeni baskıları
> yapılmadı? Yazar, kitabının VII. bölümü olan "Osmanlı
> İmparatorluğu'nun Parçalanması" bölümünde Osmanlı-Ermeni sorununu ele
> almaktadır.(Kitabın 262-297 sayfalarında yer alan bu bölümün
> fotokopisini size göndereceğim.) Yazara göre, genel olarak Doğu
> Sorunu'nun bir parçası olan Ermeni sorunu, Osmanlı İmparatorluğu'nu
> parçalama girişimlerinin yanı sıra Türkleri Asya'ya kovma amaçlarından
> vazgeçmeyen İtilaf Devletleri'nin (İngiltere, Fransa) kasıtlı
> tutumları yüzünden içinden çıkılmaz duruma gelmiştir.
>
> ERMENİLERDEN SİZ ÖZÜR DİLEYİN
>
> Sayın Büyükelçi, Fransa'da neden 600 bin Ermeni vatandaşınız var?
> Ermenistan sınır komşunuz mu? Bu soruyu sorduğum hiçbir Fransız doğru
> dürüst cevap veremedi. Çünkü kendilerine gerçekler söylenmemişti; ne
> Justin McCarthy'nin "Ölüm ve Sürgün" ("Death and Exile") adlı
> kitabını, ne de bu kitabın sözünü ettiği "Archives des Affaires
> Etrangères de France, Levant, Arménie. 1918-1919" belgelerini
> okumuşlardı: 1 Kasım 1918 tarihinden itibaren Çukurova bölgesini işgal
> eden Fransa, bölgede bir Ermeni devleti kurma vaadiyle Ermenileri
> kandırdı. Önce gönüllü Ermeni taburları oluşturuldu. Daha sonra, ABD,
> Mısır, Suriye ve Fransa'dan 200 bin Ermeni gelmesi üzerine, Fransız
> Doğu Lejyonu'na bağlı Ermeni Lejyonu kuruldu. Bu özel birliğe Fransız
> üniforması giydirildi ve eline Fransız silahı verildi. (Aynı şeyi
> Çarlık Rusya 1914-1915'te Doğu Anadolu'da yapmıştı). Adı geçen birlik
> 1921 yılına kadar bölgede akıl almaz katliamlar yaptı. Fransa için
> utanç verici olan bu günleri Çukurova halkı "Kaç-Kaç Dönemi" olarak
> adlandırır. Yaşar Kemal'e sorun, size anlatır!
> 20 Ekim 1921'de TBMM hükümeti ile Fransa arasında imzalanan Ankara
> Antlaşması'ndan sonra Fransız işgal kuvvetleri Suriye ve Lübnan'a
> çekilirken yanında 50 bin Ermeni götürdü. Ardından, Fransızların
> Çukurova'da (Kilikya'da) yüzüstü bıraktığı Ermeniler önce Suriye ve
> Lübnan'a, daha sonra da Fransa'ya gittiler. Fransa'daki 600 bin Ermeni
> asıllı seçmenin öyküsü böyledir!
> Kim kimden özür ve bağış dileyecek Sayın Büyükelçi? Sizce Fransa'nın
> kandırdığı Ermenilerden özür dilemesi gerekmiyor mu? Türkiye'den özür
> dilemesi gerekmiyor mu? Sömürgeciliğin faydalarını ders kitaplarına
> koyan Fransa kendi tarihiyle ne zaman yüzleşecek? Tabii, Türkiye
> tarihini saptırmadan, kendisini ve Türkiye'yi satmadan!
>
> Özdemir İNCE  - Hürriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder